Palmiye

Palmiye İzmir

38.41887,27.12854

İzmir denince ilk akla gelen imge hiç kuşkusuz Saat Kulesi ve Palmiye ağaçlarıdır. Ege coğrafyasına ve iklimine aslında uygun olmayan Palmiyeler, Türkiye’nin modern şehircilik ve meydan düzenlemesinde birçok Anadolu kentinde karşımıza çıkar fakat en çok İzmir ile özdeşleştirilir.

Çanakkale’de olduğu gibi, İzmir’de de şehrin merkezindeki konumunu koruyan saat kulesi aynı zamanda modernizmin tüm dünyadaki zamansal bir simgesi; zamanın bilinmesi, bölüştürülmesi, kullanılması anlamında modernizmin en önemli aracı olan saatin simgeleşmiş mekân birimidir. Konak Meydanı’nda bulunan ve 1901 yılında yapılan İzmir Saat Kulesi, II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı kutlamaları kapsamında hayata geçirilmiştir. 81 metrekare tabanlı, sekizgen formda ve 25 metre yüksekliğindeki İzmir Saat Kulesi, İzmirli mimar Raymond Charles Péré tarafından tasarlanmıştır ve Osmanlı saat kulelerinin en estetik ve zarif örneklerindendir.

Orijinal Saat Kulesi’nin bir de çanı vardır, her saat başında sayısı kadar, her yarım saatte tek vuruşla çalan bu çan, zamanı, sade gözlere değil kulaklara da ulaştırırdı. 1972 Depreminde düşen çan, bir daha yerine takılmamıştır!

Özünde tropikal iklim bitkisi olan Palmiyenin, iklim koşulları uygun olmamasına rağmen Türkiye’de birçok kentte tıpkı saat kuleleri gibi modernist meydan ve cadde simgesi olarak kullanımı ilginç bir durum oluşturmaktadır. Modernite, kent tasarımı ve palmiye ilişkisi özel bir araştırılma konusu olabilir. Modern kent tasarımının ülkemizdeki iki simgesi Saat Kulesi ve Palmiyeler ile özdeşleşen İzmir’de dönem dönem çeşitli hastalık ve salgınların tehdit ettiği, hatta yok ettiği palmiyelerin varlığını sürdürmesi için her dönemde mücadele edilmekte, palmiyelerden vaz geçilmemektedir.

Konak’ın eski adı “Dolma”dır, yani deniz doldurularak oluşturulmuştur. Eski İzmir gravürlerinde, şehir simgesinin palmiyeler değil başkaldıran yoğun serviler olduğu görülür. Bugün İzmir, servi ağacına “mezarlık ağacı” olarak kodlamıştır. İthal palmiyelerin öne çıktığı bu alanda, Hükümet Konağı köşesindeki çınardan başka İzmir’e ait bir flora kalmamıştır.