Mustafa Okan

1963'te Ankara'da doğdu (2016 yılında Adana'da hayatını kaybetti).

Üst tabakanın halka dayattığı iktidar biçimleri, bu coğrafyada Tanzimat Fermanı’ndan Milli Demokratik Devrim ve inkılaplarına kadar rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz bir olgudur. Halkın devrimi mi yoksa devrimin halkı mı sorusunu tartışabileceğimiz bir noktaya ise daha çok yeni ulaştık. Bugüne değin tepeden inme, merkezci ve totaliter bir yöntem ve dayatmalarla hep geçici çözümler üretildi bu topraklarda. Daha çoğulcu, emek süreçlerini kapsayıcı ve coğrafi adaletsizlikleri giderici yöntemler ise hep göz ardı edildi. İşte bu göz ardı etme devam ettikçe, sanat varolan sistemi yapı-bozuma uğratmaya devam edecek.

Sanat tarihsel sözlük ile belirtirsek, lekeci bir üslupla çalışan Mustafa Okan, “Yangın Öyküleri” serisi gibi genel bir başlık taşıyan ama özelde Türkiye Cumhuriyetinin siyasi tarihine ışık tutan resim serisinden “Ateşten Gömlek”, “Bir Çöl Yangını”, “Düşmez, Kalkmaz, Yanmaz” ve “Temmuz Yangını” isimli çalışmalarıyla katılıyor bienale.

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli radikal İslamcılar tarafından yakıldı ve 33 ozan ve düşünür ile 2 garson yanarak veya dumandan boğularak canlarını kaybetti. Bu konuya referans veren “Temmuz Yangını” çalışmasıyla Okan, hem yakın dönemde faillerin serbest bırakılmaları ile bir kez daha can yakan olaya dikkat çekiyor, hem de aslında Pir Sultan’ların asla ölmeyeceğini akıllara getiriyor. “Bir Çöl Yangını”, “Düşmez, Kalkmaz, Yanmaz” ve Ateşten Gömlek” çalışmalarındaki lekeler, izleyiciye insanlık suçunun asla ortadan kaldırılamayacak olan lekelerini anımsatıyor. Mustafa Okan bu tuvalleri ile katliamların nokta değil sadece birer virgül olduklarını, köktencilik yangının da, farklı fikirlere, ötekilere ve azınlıklara karşı tahammülsüzlüğün de ortadan kalkmayacağını bizlere iletiyor. Bu çalışmalardan hareketle bilmeliyiz ki; bu tip günler Türkiye’nin karanlığa gömüldüğü günlerdir.

ÖNCEKİ SAYFAYA DÖN